Temiz Enerji Konferansı başladı

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkan Yardımcısı Ali Koç, Türkiye ve ABD'nin güçlerini birleştirerek Türkiye ekonomisinin ihtiyaçlarını karşılama potansiyeline sahip olduklarını belirterek, "Yaklaşık 100 milyar dolarlık bir yatırım alanında birlikte çalışma şansları vardır" dedi.

Enerji Bakanlığı ve ABD Enerji Bakanlığının desteğiyle, DEİK Türk-Amerikan İş Konseyi, Amerikan-Türk Konseyi ve TÜBİTAK'ın işbirliğiyle düzenlenen Temiz Enerji Konferansı başladı.

Konferansın açılışında konuşan Ali Koç, bu konferansın iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesine katkı yapacağını söyledi.

Dünya nüfusunun hızla artığını ve 2050 yılında 9 milyara ulaşmasının beklendiğini ifade eden Koç, devam ederek artan tüketim şablonlarının dünyanın doğal kaynaklarını tüketmeye başladığını ve bundan en çok etkilenen alanlardan birinin, fosil yakıtlar olduğunu kaydetti.

Koç, şu anda 8 milyar dolara tekabül eden günlük petrol tüketimi gerçekleştirildiğini ve fosil yakıtlara bağımlılığın devam ettiğini belirterek, yakın zamanda alternatif kaynaklara geçişin beklenmediğini söyledi.

Bu durumun hem dünya ekonomilerine hem de dünyaya zarar verdiğini dile getiren Koç, "Temiz enerji ve enerji sektöründe paradigmaların değişmesi çok ihtiyaç duyulan bir durum. Bunun başarılabilmesi için her alanda işbirliğine ihtiyacımız var" dedi.

Koç, Davos Zirvesinde de temel odak noktalarından birinin dünyanın 21'inci yüzyıl sorunlarının üstesinden gelememesi olduğunu ve bu sorunların daha çok küreselleşme ve ticari alanlardan kaynaklandığını ifade ederek, buradaki toplantılarda enerji konusunun da önemli bir gündem teşkil ettiğini belirtti.

"NATO, bugünün sorunlarını ele almakta yetersiz"
Davos'ta, NATO, Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşların 20'inci yüzyılın sorunlarını çözmek üzere tasarlandığı ve bugünün sorunlarını ele almakta yetersiz kaldığının da dile getirildiğini aktaran Koç, bunu hükümetlerin tek başına yapamayacağını, piyasa güçleriyle motivasyon sağlayan özel sektörün yapmak istemeyeceğini, sivil toplum kuruluşlarının da yeterli kaynağa sahip olmadığını söyledi.

Koç, "Kurumlar ve ülkeler arası işbirliği, bu problemlerin üstesinden gelmek için en gerçekçi yöntem olarak gösterildi" dedi.

1980'lerden beri inovasyon döngüsüne yatırım yapan ABD'de temiz enerji teknolojilerine 40 milyar dolarlık yatırım ayrıldığını ve vergi teşvikleriyle özel sektöre de avantaj sağlandığını dile getiren Koç, benzer bir girişimin de Türkiye'de Enerji Bakanlığı tarafından enerji verimliliği projesi (EN-VER) ile yürütüldüğünü söyledi.

Ali Koç, EN-VER ile özel sektör, kar amacı gütmeyen kuruluşlar, üniversitelerin işbirliği içinde, halk arasında enerji verimliliği konusunda farkındalık yaratmasının amaçlandığını belirerek, ayrıca Türkiyede temiz enerji teknolojilerine ilişkin bir veri tabanı oluşturulması için bakanlıkla görüşüleceğini kaydetti.

"Bölge istikrarının sağlanması herkesin menfaatine"
Konuşmasının ikinci kısmında Türkiye-ABD ilişkilerinin tarihin bu noktasında neden geliştirilmesi gerektiği konusuna değinen Ali Koç, "Yıllar içinde bu iki ülke birbirine çok yakın olsa da, bu ilişki, askeri ve savunma alanlarını çok geçememiştir" diyerek, iki ülke ilişkilerinin daha geniş alana yayılmasının önemine işaret etti.

Ali Koç, Sovyetler Birliğinin dağılışından sonra Türkiye-Rusya ilişkilerinin, özellikle enerji, turizm ve inşaat gibi alanlarda çok geliştiğini, bu gelişen ilişkilerin ABD ile işbirliğine de katkı sağlayacağını söyledi.

Ali Koç, "Ayrıca iki ülke güçlerini birleştirerek Türkiye ekonomisinin ihtiyaçlarını karşılama potansiyeline sahiptir. Yaklaşık 100 milyar dolarlık bir yatırım alanında birlikte çalışma şansları vardır" dedi.

Türkiye'nin güvenli bir enerji koridoru olmak için gerekli tüm adımları atmakta oluğunu, şu anda büyük miktarda enerjinin Türkiye topraklarından başka ülkelere aktarıldığını, bu miktarın çok daha artmasının öngörüldüğünü ifade eden Koç, "Bu da bizim için büyük fırsat ve bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

Ali Koç, iki ülke arasındaki işbirliğinin sadece Türkiye'nin menfaatine olmadığına dikkat çekerek, "Türkiye'nin bir odak noktası ve bu coğrafyada bir güç haline gelmesi bölgenin istikrarını sağlayacaktır ve bölge istikrarının sağlanması herkesin menfaatinedir" diye konuştu.

Davos Zirvesinde yeni bir ekonomik düzenin oluşmaya başladığının da dile getirildiğini söyleyen Ali Koç, artık batı dışı ülkelerde de çok ciddi sermaye birikimi bulunduğunu ve bunların da Türkiye'ye yatırım için beklediğini, bu bağlamda da Türkiye-ABD ilişkilerinin büyük önem taşıdığını söyledi.

"Kurulu gücü iki katına çıkartmak için 40 milyar dolar yatırım gerekli"
Temiz Enerji Konferansının "Enerji Pazarları 2008-2018" başlıklı oturumunda konuşan Türkiye Elektrik İşletmeleri A.Ş (TEİAŞ) Genel Müdürü Halil Akış, 2007-2017 kapasite projeksiyonlarında, yüksek senaryoya göre 2007 sonunda 189 milyar 450 milyon kilovatsaat (KWH) olan enerji talebinin 2016 yılı sonunda 378 milyar 235 milyon KWH çıkacağının tahmin edildiğini kaydetti.

Akış, Türkiye'nin halihazırda 40 bin 777 megavat kurulu güce sahip olduğunu, şu anda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından anons edilen ölçülere bakıldığında, gelecek yıllarda talebin karşılanmasında oldukça zorlanılacağını söyledi. İletim tesislerinin kurulması için de organize olduklarını belirten Akış, TEİAŞ ve enerji KİT'lerine, bu yatırımları yapacak kaynakların mutlaka aktarılması gerektiğini dile getirdi.

Akış, "Şu andaki 40 bin megavata bir 40 bin megavat daha eklemek için Türkiye'nin 2016'ya kadar yaklaşık 40 milyar dolara ihtiyacı var" dedi.

ÖİB Daire Başkanı İsa Altıntaş
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) Daire Başkanı İsa Altıntaş da, TEDAŞ'ın, abone sayısı ve dağıttığı enerji miktarı ile dağıtım sektöründe güçlü bir aktör olduğuna dikkat çekerek, bu aktörün özelleştirilmesinin serbest piyasaya geçişte ciddi bir dinamik olacağını düşündüklerini kaydetti.

Altıntaş, özelikle arz güvenliği sıkıntısının gündeme geldiği bu günlerde dağıtım özelleştirmelerine bu yıl içinde, üretim özelleştirmelerine de 2008'in ikinci yarısında başlayarak sektördeki özelleştirmeleri 2009 sonuna kadar bitirmeyi hedeflediklerini aktardı.

"Bitmiş rüzgar santralleri var ama sisteme dahil edilemedi"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Daire Müdürü Vedat Gün de, ana hedefin; yeterli, kaliteli, sürekli, ekonomik ve sürdürülebilir bir enerji temini olduğunu ve zaman zaman birbiriyle çelişen bu kavramlar arasında optimum çözümü bulmaya çalıştıklarını kaydetti.

Türkiye'nin enerji yapısının beş temel özelliği bulunduğunu dile getiren Gün, yüksek talep artışı, ithalat bağımlısı olma ve yüksek bir yatırım bedeline ihtiyaç duyulmasının negatif, mevcut kapasitenin verimli kullanılması noktasındaki potansiyel ve jeopolitik konumun getirdiği avantajların ise pozitif özellikler olduğunu belirtti. EPDK Enerji Uzmanı İsmet Turan da, geçmiş yıllarda su alanında istedikleri arzu edilen büyümenin sağlanamadığını, bunun temel sebeplerinden birinin özel sektörün bu faaliyetler içine girmesinin cesaretlendirilmemesi olduğunu söyledi.

Turan, rüzgar enerjisine ilişkin olarak da, "Türkiye'de bitmiş rüzgar santralleri var ama iletim ve dağıtım hattı tamamlanamadığı için sisteme dahil edilememektedir" diyerek, Türkiye'nin gelecek 3-5 yılda çok büyük iletim yatırımlarına ihtiyacı olduğunu vurguladı.


Konular