Stres vücudu nasıl tüketiyor?

İlk stres aşısını üreten Robert Sapolsky’ye göre stres tek başına ölümcül bir hastalığa neden olmuyor ama ciddi hastalıkları tehlikeli hale getiriyor. Stres kasları köreltiyor, diyabeti kötüleştiriyor, bağışıklık sistemini zayıflatıyor.

Dünyanın ilk stres aşısını üreten ve hayvanlar üzerindeki başarılı testlerden sonra insanlar üzerindeki deneylere başlamaya hazırlanan Stanford Üniversitesi uzmanı Robert Sapolsky, Amerikan Wired dergisine stresin hayatımızdaki önemini anlattı.

Sapolsky’ye göre stres tek başına ölümcül bir hastalığa neden olmuyor ama ciddi hastalıkların hepsini daha tehlikeli hale getiriyor. Stresle ilişkili rahatsızlıkların listesi, soğuk algınlığından bel ağrısına, Alzheimer’dan depresyona ve kalp krizine kadar yayılıyor. Stres kasları köreltirken, kemikleri de zayıflatıyor. Yetişkin tipi diyabeti kötüleştiriyor. Ayrıca bağışıklık sistemini zayıflattığı için antibiyotiklerin etkisini azaltıyor, hastalıklarla savaşmayı zorlaştırıyor.

Uzmanlara göre kişinin sosyal statüsü stres seviyesini de belirliyor. Makak maymunları üzerinde yapılan bir araştırmada aynı yağlı diyetle beslendikleri halde “üst sınıflardan” gelenlerde daha az kalp hastalığı görüldü. Kast sisteminin etkili oluduğu makaklar arasında alt sınıfta olanların strese bağlı tansiyon ve nabız artışı dikkat çekti.

Kötü patronu olan kadınlarda kalp krizi riski
İnsanlar üzerinde yapılan araştırmalar da sekreterlik gibi işlerde çalışan ya da “kötü” patronları olan kadınların daha çok kalp krizi geçirdiğini gösteriyor. Şirketlerde alt kademelerde çalışan 40-64 yaş grubunda da ölüm oranları 4 kat daha yüksek oluyor. Bir kişinin felç riskinin üçte ikisinin direkt olarak sosyo-ekonomik konumu ile ilgili olduğu söyleniyor.
Doktor Sapolsky bu durumu açıklamak için şu örneği veriyor:
“Ülkeler savaşa gittiklerinde bütçelerinin büyük bölümünü buna harcıyor, kendi sınırları içindeki yol, okul inşaatları ise ikinci plana düşüyor. Stres de böyle. Vücut stresin etkileriyle savaşırken diğer organlara ve sistemlere iyi bakamıyor.”

Oscar alan sanatçılar 4 yıl daha uzun yaşıyor
Wired dergisi stresin insan hayatındaki etkilerine örnek olarak Oscar ödülleriyle ilgili bir araştırmayı gösterdi. Toronto Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre Oscar ödülü kazanan aktör ve aktrisler, kazanamayanlara göre 4 yıl daha uzun yaşıyor. Bu da ölüm oranlarında yüzde 28’lik bir azalmaya denk geliyor. Uzmanlar bunu mutlu ve başarılı, “bir üst sınıfa geçmiş” kişinin stresin olumsuz etkilerinden korunmasının bir sonucu olarak yorumluyor.

Beynin kimyasını değiştiriyor
İnsanlar stres altına girdiklerinde, beyin stres hormonu glukokortikoidlerin salgılamaya başlıyor. Kaslar enerjiyle doluyor, kandaki şeker seviyesi aniden yükseliyor. Bir anlamda vücut kendini kapatıyor. Stres kronik hale geldiğinde ise nöronlar kendilerine yatırım yapmayı durduruyor. Sinir dokularının gelişimi yavaşlıyor. Stresin beyinde yarattığı kimyasal değişimler, sinir dokusunun bozulmasıyla ilgili hastalıkların etkileriyle benzerlik gösteriyor. Yani daha fazla stres hormonu, bilişsel yetenekte daha fazla azalma anlamına geliyor. Stres kimi zaman genetik değişimlere bile yol açabiliyor.

Stresle mücadale için
KORKULARINIZLA YÜZLEŞİN:
Norveçli pilotların incelendiği bir araştırmada, korkularla yüzleşmenin stresi azalttığı görüldü. Paraşütle ilk kez atlayacak olan askerler atlayıştan önce saatlerce stres altında olmalarına karşın, paraşütle atladıklarında -korkularıyla yüzleştikleri anda- büyük bir rahatlama yaşadı ve vücutlarındaki stres hormonu seviyesi bir anda azaldı.

ARKADAŞ EDİNİN:
Sosyal ilişkiler strese karşı çok güçlü bir kalkan. Maymunlar üzerinde yapılan bir araştırmada toplumdan izole yaşayan hayvanların stres seviyesinin daha yüksek olduğu ayrıca ölüm oranlarının da arttığı görüldü.

MEDİTASYON YAPIN:
Birçok çalışma, çok kısa süren meditasyon seanslarının bile stres ve tedirginliği azalttığını gösteriyor. Chicago Üniversitesi uzmanları meditasyonun insanların negatif ve stresli düşüncelerden kurtulmasını sağlayarak işte daha verimli olmalarını sağladığını belirtiyor.

ÖLÇÜLÜ İÇKİ İÇİN:
Ölçülü miktarda alkol stres hormonlarını azaltıyor. Ancak, kandaki alkol seviyesi yüzde 0.1’den (araç kullanma sınırı çoğu yerde yüzde 0.08’dir) yüksek olursa, tam tersi etki görülüyor, stres artıyor.

EGZERSİZ YAPIN:
Egzersizin stresle başa çıkmada etkili bir silah olduğu bilinir ancak işin sırrı sporu isteyerek yapmak. Eğer kendinizi zorluyor ve isteksiz bir şekilde spor yapıyorsanız bu sizi daha stresli yapabilir.

UYKUNUZU ALIN:
Uykusuzluk yalnızca yorgun hissetmek değildir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, tek bir gece bile yetersiz uyumanın stresi artırabildiğini ortaya koydu. Artan stres, uykusuzluğu beraberinde getirecek ve uykunuz olduğu halde uyumanız zorlaşacaktır. Sonuç daha fazla stres ve daha fazla uykusuz gece olabilir.

KAVGA ETMEYİN:
Robert Sapolsky’nin araştırmalarına göre sakin şekilde kavga edebilen kişiler daha az stresli oluyor.


Konular