Sosyal Fobik misiniz?
Toplum içinde her birimizin iletişim tarzı farklıdır. Kimimiz yeni tanıştığımız bir grup içinde rahatlıkla konuşup keyifli zamanlar geçirirken kimimiz için adeta bir işkencedir orada bulunmak. Ne konuşacağımızı, elimizi nereye koyacağımızı, yemeği nasıl utanıp sıkılmadan yiyeceğimizi düşünedururken ter içinde kalanlarımız vardır.
Sosyal ortamlarda ya da performans gösterilmesi gereken durumlarda bireyin, başkaları tarafından aşağılanacağına veya utanılacak biçimde davranacağına ilişkin belirgin bir korku duyması durumu olan sosyal fobi utangaçlıktan öte bir durumdur. Çünkü oluşan korkuya bağlı kaçınma davranışları geliştiğinde bireyin iş, sosyal veya özel yaşam alanları kısıtlanmaya başlar. Örneğin bir arkadaş toplantısına katılan sosyal fobik birey: bana bir soru sorulacak nasıl cevap vereceğim? , acaba konuşurken sesim titrer mi?, kekeler miyim?, yüzüm kızarır mı? şeklinde bir çok kaygıyla yola çıkar. Bu fiziksel belirtilerin başkaları tarafından da fark edileceği düşüncesi onu iyice endişelendirir.
Gerçekte sosyal fobik bireyler bu tür olumsuz düşünceleri ile aşırı meşgul olduklarından, tüm ilgi ve dikkatlerini kendilerine yöneltmekte ve böyle kendi kendilerini gözlemlemeye koyulmaktadırlar. Yani sosyal ortama girdiklerinde artık çevrede neler olduğuna dikkat etmeksizin kendi olumsuz düşüncelerine odaklanmaktadırlar. Diğer yandan sosyal tehdit hissettiklerinden korkularının gerçekleşmesini engellemek amacıyla bazı güvenlik sağlayıcı önlemler almaya başlarlar. Örneğin, göz teması kurmamaya çalışırlar, ellerinin titreyeceği korkusuyla bir şey içmemeye çalışırlar ya da ellerindeki bardağa elinin titrememesi için sıkıca yapışırlar, yine de titrediğini düşündükçe sıkıntı düzeylerini artırıp aslında kimsenin farkında olamayacağı titremelerini kendi kendilerine artırırlar. Oradan ayrıldıklarında ise bir daha bu tür ortamlara girmemek için çeşitli bahaneler bulmaya hazırdırlar, Bu kaçınma davranışı zamanla sosyal işlevlerde belirgin sorunlar yaşamalarına da zemin hazırlar.
Toplumda yapılan çalışmalarda bu hastalığın kadınlarda daha sık görüldüğü belirtilse de klinik gözlemlerde cinsiyet farkı olmadığı düşünülmektedir. Belirtiler sıklıkla 13-20 yaşlarında başlar ve hastalar genellikle durumlarını şu cümleyle aktarırlar: “Kendimi bildim bileli çekingen, utangaç biriyim”.
Bireyin aile ve arkadaşlık ilişkilerini, eğitim ve kariyer çalışmalarını olumsuz yönde etkileyen sosyal fobinin bir “huy” ya da “kişilik özelliği” olmadığının ve tedavisinin mümkün olduğunun bilinmesi ve profesyonel hekim desteğine başvurulması önemlidir.
Saygılarımla,
Dr. Oya Bozkurt
Sosyal ortamlarda ya da performans gösterilmesi gereken durumlarda bireyin, başkaları tarafından aşağılanacağına veya utanılacak biçimde davranacağına ilişkin belirgin bir korku duyması durumu olan sosyal fobi utangaçlıktan öte bir durumdur. Çünkü oluşan korkuya bağlı kaçınma davranışları geliştiğinde bireyin iş, sosyal veya özel yaşam alanları kısıtlanmaya başlar. Örneğin bir arkadaş toplantısına katılan sosyal fobik birey: bana bir soru sorulacak nasıl cevap vereceğim? , acaba konuşurken sesim titrer mi?, kekeler miyim?, yüzüm kızarır mı? şeklinde bir çok kaygıyla yola çıkar. Bu fiziksel belirtilerin başkaları tarafından da fark edileceği düşüncesi onu iyice endişelendirir.
Gerçekte sosyal fobik bireyler bu tür olumsuz düşünceleri ile aşırı meşgul olduklarından, tüm ilgi ve dikkatlerini kendilerine yöneltmekte ve böyle kendi kendilerini gözlemlemeye koyulmaktadırlar. Yani sosyal ortama girdiklerinde artık çevrede neler olduğuna dikkat etmeksizin kendi olumsuz düşüncelerine odaklanmaktadırlar. Diğer yandan sosyal tehdit hissettiklerinden korkularının gerçekleşmesini engellemek amacıyla bazı güvenlik sağlayıcı önlemler almaya başlarlar. Örneğin, göz teması kurmamaya çalışırlar, ellerinin titreyeceği korkusuyla bir şey içmemeye çalışırlar ya da ellerindeki bardağa elinin titrememesi için sıkıca yapışırlar, yine de titrediğini düşündükçe sıkıntı düzeylerini artırıp aslında kimsenin farkında olamayacağı titremelerini kendi kendilerine artırırlar. Oradan ayrıldıklarında ise bir daha bu tür ortamlara girmemek için çeşitli bahaneler bulmaya hazırdırlar, Bu kaçınma davranışı zamanla sosyal işlevlerde belirgin sorunlar yaşamalarına da zemin hazırlar.
Toplumda yapılan çalışmalarda bu hastalığın kadınlarda daha sık görüldüğü belirtilse de klinik gözlemlerde cinsiyet farkı olmadığı düşünülmektedir. Belirtiler sıklıkla 13-20 yaşlarında başlar ve hastalar genellikle durumlarını şu cümleyle aktarırlar: “Kendimi bildim bileli çekingen, utangaç biriyim”.
Bireyin aile ve arkadaşlık ilişkilerini, eğitim ve kariyer çalışmalarını olumsuz yönde etkileyen sosyal fobinin bir “huy” ya da “kişilik özelliği” olmadığının ve tedavisinin mümkün olduğunun bilinmesi ve profesyonel hekim desteğine başvurulması önemlidir.
Saygılarımla,
Dr. Oya Bozkurt
Konular
- Hanımlar için mutfakta pratik bilgiler
- Plastik ürünlerdeki kimyasallar astıma yol açıyor
- Yaz sıcakları sizi yatağa düşürmesin
- Horlama ve uyku apnesi tedavisi
- Çocuklarda iştahsızlık hastalık habercisi olabilir
- Kanser Avrupa’da azalıyor, Türkiye'de hızla artıyor
- Güzel çiçek buketleri hazırlamanız için 7 ipucu
- Dekorasyon, mobilya ve tasarım fuarı
- Evinizde kendinize geniş alanlar açın!
- Yaşamınızda organize olmanızı kolaylaştıracak ipuçları
- Dekorasyonda Modern Eklektik
- Evinizde moralinizi yükseltecek değişiklikler
- Renklerin yaşamınıza olan etkisi
- Häfele'den “Country” ürünler...
- Yatak başınızı siz seçin...
- Sosyal Fobik misiniz?
- Hayal gücüne sahip biri asla yalnız kalmaz...
- Eleştiriyi Buyur Etmek mi, Kabul Etmek mi?
- İyi bir aydınlatma planı nasıl yapılır?
- Uzun süren öksürüğün sebebi verem hastalığı olmasın!
- Küresel ısınma ile unutulan hastalıklar geri mi dönüyor?
- Sağlıklı yaşlanmak için gençken önlem alınmalıdır
- Takıntılı biriyle yaşamak nasıl bir duygu?
- Kadınların postpartum depresyonu
- Evde kolaylıkla yetiştirilebilecek 10 çiçek
- Çocukların sorduğu soruları geçiştirmeyin
- İdeal uyku süresi
- "Sigara yasağı kalp krizi vakalarını azalttı"
- Çocukta idrar kaçırma aritmi belirtisi olabilir
- Keneyi vücuttan uzman kişiler çıkarmalı